BURDUR VALİSİ ARSLANTAŞ AHİLİK HAFTASI KUTLAMA PROGRAMINA KATILDI

GİRİŞ12.09.2022 19:27 GÜNCELLEME12.09.2022 19:27
89 OKUNMA
VALİ ARSLANTAŞ AHİLİK HAFTASI KUTLAMA PROGRAMINA KATILDI
Burdur Valisi Sayın Ali Arslantaş, 35. Ahilik Haftası kapsamında düzenlenen kutlama programına katıldı.
 
Kapalı Pazar Yerinde düzenlenen Ahilik Haftası programı saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Gölhisar İlçesinden Çakır Efe Hoca'nın halkoyunu gösterisi sonrası program protokol konuşmaları ile devam etti.
 
Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Metin Sipahi, Ticaret İl Müdürü Aylin Sacide Cankar, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Milletvekili Bayram Özçelik ve Vali Ali Arslantaş tarafından konuşma yapıldı.
 
Programın devamında Vali Arslantaş tarafından Yılın Ahisi Ömer Şarlak'a cübbesi giydirilerek ödülü takdim edildi. Yılın Kalfası Ali Öz ile Yılın Çırağı Erkan Aksu'ya ödüllerinin takdimiyle devam eden programda Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Sipahi tarafından Vali Arslantaş'a anmalık takdim edildi.
 
Ahilik Haftası kutlamaları çerçevesinde Örnek Kalfa Ömer Tuncer ve Tarek Jafer'e Milletvekili Bayram Özçelik tarafından, Örnek Esnaf Mehmet Dağaşan ve İsmail Demircioğlu'na Garnizon Komutanı P. Kom. Alb. Yavuz Çankaya tarafından ödülleri takdim edildi. Örnek Çırak Mehmet Onur Döngül ve Ramazan Aksoy'a ödülleri Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz tarafından verildi. Program ikramların sunulmasıyla sona erdi.
 
Vali Arslantaş törende yaptığı konuşmada, "Ahiliğin ananevi menşei Hz. Ali'ye, yapısal teşkilatlanması ise Hacı Bektaş Veli'nin telkiniyle Ahi Evran tarafından kurulan ilk esnaf birliklerine dayanır. Kimi tarihçiler Osmanlı'nın kurulmasını sağlayan dört ana unsurdan biri olarak ahiliği zikretmektedir. Ahilik, farklı meslek kollarından müntesiplerinin yalnız iktisadi kazanımlarını arttırmanın ötesinde, ahlaki gelişimlerini amaç edinmiş ve oluşumunun temel gayesini "iyi insan olmak" olarak belirlemiştir. Bu maksatla gündüzleri hiyerarşi içinde mesleğinin inceliklerini öğrenen gençlere, akşamları toplandıkları ahi konaklarında disiplinden bir lahza kopmadan ahlâki ve felsefi eğitim verilmiş, böylelikle genç neslin meslek edinirken güzel ahlak üzere yetişmesi amaçlanmıştır.
 
Konar göçer yaşam süren Türk milletinin şehirleşme ve İslamlaşma sürecini hızlandırmak, demografik olarak Anadolu topraklarını Türkleştirmek, o devirde Anadolu ticari hayatını elinde bulunduran Rum ve Ermeni tacirlerle rekabet edebilecek güce erişmek gibi saiklerle politik ve sosyo ekonomik bir zaruretin ürünü olarak ortaya çıkan ahilik, hadiste buyrulduğu gibi "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmayı" ilke edinmiştir.
 
Veysi Erken'in ifadesiyle "Toplumsal sorumluluk, Hizmette mükemmellik, Dürüstlük ve doğruluk, Ortak yaşama" olarak dört çekirdek anâsır payandalığında yükselen ahiliğin hükümleri, yüz yıllar içerisinde Türk İslam medeniyetinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Öyle ki bazı deyimlerimizde dahi ahilik geleneklerine atıflar bulunmaktadır. 
 
Başka bir ahinin referansı olmadan ahi ocağına duhul edip peştamal kuşanmak mümkün değildir. Bu yola girenlerin yedi fenalığı terk edip yedi hayra bağlanması beklenmiştir. Kafirler, ahali içre bed nam sahipleri, teşkilata kötü söz getireceği düşünülenler, katiller, hırsızlar ve vurguncular bu saffetli yola kabul edilmemişlerdir. Batı medeniyetinde yaşayan çağdaşları, olası bir tehdidin bertarafı maksadıyla tekinsiz yerlere önden gönderilirken, biz de sanat yahut zanaatla hem hal kadınlarımız on ikinci yüzyıl Anadolu'sunda ahiliğin kadın kolu işlevi gören Bacıyan-ı Rum teşkilatına bağlanma hakkına sahip olmuşlardır.
Ahi olmaya namzet kişiden cimrilik kapısını bağlayıp, lütuf kapısını açması, kahır ve zulüm kapısını bağlayıp, hilm ve mülâyemet kapısını açması, hırs kapısını bağlayıp, kanaat ve rıza kapısını açması, tokluk ve lezzet kapısını bağlayıp, riyazet kapısını açması, halk kapısını bağlayıp, Hak kapısını açması, herze ve hezeyan kapısını bağlayıp marifet kapısını açması, yalan kapısını bağlayıp doğruluk kapısını açması beklenmiştir.
 
Anadolu coğrafyasının hızla Türkleşmesine vesile olan ahilik teşkilatı sayesinde, ekseriyetle gayrimüslimlerin elinde bulunan sanat ve ticaret hayatına Müslüman-Türk nüfus sağlam kademle dahil olmuştur. 
 
İşlevsel olarak ahiliğin devamı olan esnaf ve sanatkârlar odalarımızın, geleneğin kadim mirasının bilincinde olarak hareket ettiğini bilmek bizim için gönenç sebebidir. Her ne kadar idame-i hayat yaşamın temel gerçekliği olsa da masivanın fani olduğu bilincini kaybetmeden amellerini bu bilinçle tanzim eden bir güruhun varlığı yüreğimize selvet vermektedir.

Elbette tüm ahilerimiz, ustalarımız, kalfalarımız ve çıraklarımız en âli saygı ve sevgiyi hak ediyor. Bununla birlikte yılın ahisi, kalfası ve çırağı seçilen kardeşlerimi ayrıca tebrik etmenin ahilik ruhuyla daha ziyade örtüşeceği kanaatindeyim. 
 
Sözlerimi nihayete erdirirken "Ahilik haftasını" tüm içtenliğimle kutluyor, ahi ocağının birbirinden kıymetli öğütlerinden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum. "Elin, Kapın ve Sofran Açık Olsun, Ahdinde, Sözünde ve Sevginde Vefalı Ol, Gözün, Gönlün ve Kalbin Tok Olsun, Hak İçin Hakkı Söyle ve Hakkı Söylemekten Korkma, Fani Dünyaya Ait Şeylerle Öğünme, Böbürlenme." Ahilik ahlakınızla var olun, Allah'a emanet olun" dedi.
 
Bu haber yorumlara kapalıdır!
YORUMLAR